21 Kasım 2012 Çarşamba

6 Nisan 2010 Salı

saflık

Beni gülümseten, düşündüren biraz da hüzünlendiren bir olayı paylaşmak istiyorum. Geçenlerde dotlarımızla oturmuş birşeyler yudumlarken gürülyüyü duyup arkamıza döndük ki yerde uzanmış biri. Belli ki düşmüş. İlk aklıma gelen panikle epilepsi nöbeti geçiriyor olabileceği idi. Ancak eğilip ilgilenince ve nöbet geçirmediğini farkettiğimizde kalkmasına yardım ettik. Kalktı, yaklaşık onsekiz yirmili yaşlarda ve engelli olduğunu farkettiğimiz genç çocuk teşekkür etti, ardından da "AÇIM" dedi. Her ne kadar engeli de olsa bu tür uygunsuz isteme davranışını pekiştirmek istemedim kendi adıma. Ailesinin orada olup olmadığını sordum. Yine ısrarla aç olduğunu tekrarladı. Masadaki arkadaşımız yanına çağırıp cebinden çıkardığı 20 TLyi ona uzattı ve "Gidip sitediğin yemeği ye" dedi. Arkadaşımıza davranışının aslında yanlış olduğunu ve bu şekilde uygunsuz para isteme davranışını pekiştirebileceğini söylediysem de para verildi ve çocuk gitti. Biz sohpetimize devam ederken birden masaya doğru bir el uzandı. Bu el 10 TL tutuyordu. Az önce parayı alıp giden çocuk bir elinde yemek tepsisi, diğer elinde 10 TL bize bakıyordu. "Bu para sizin, para üstü" dedi. Hepimiz birbirimize bakakaldık. Gerçekten ihtiyacı olan yemeği almış artan parayı da getirmişti. Arkadaşımız şaşkınlıkla bu paranın da onda kalabileceğini söyledi. Çocuk teşekkür etti ve uzaklaştı.
Yaşadığımız bu olayda sadece karnını doyurmak için para istemesi, her ne kadar para istemesi yanlış da olsa ardından artan parayı getirmesi kirlenmemişlik, saflık değil mi? Bu olay aynı zamanda bana, canlılar içinde hayvanların beslenmek için ihtiyaçları kadarı için avlandıklarını, ancak insanların, tam tersi büyük bir hırsla ihtiyacından fazlasını elde etmeye çalıştıkları gerçeğini hatırlattı. Elbette bu bir meziyet değil ve böylesi bir hırs çok da tehlikeli. Tam da tüketim toplumu olmamız için tüm imkanlar önümüze tepeleme sunulurken böyle temiz ve saf tarafları farketmek açıkçası bende çok farklı duygular uyandırdı.

5 Nisan 2010 Pazartesi

Amacım yapılan bu çalışmaların paylaşımı ile bir şekilde birilerine ilham verecek çalışmaları sunmak, ayrıca özel gereksinimli bireylerle çalışan meslekdaşlarımın kimi çalışmaları çocuklarına yaptırabileceklerini düşünmemdi. Çünkü bazen çalışmaya başladığınızda sizi hayretlere düşürecek denli keyifli ve başarılı performans gösteriyor çocuklarımız. Her çocuk her şeyi yapmak veya öğrenmek zorunda değil elbette. Ama denemelerle becerileri doğrultusunda hem el becerilerinin gelişmesine katkı sağlıyor, estetik duygularının oluşmasını ve en önemlisi ileride üreten , üretmekten haz alan bir birey olma bilincinin yerleşmesini sağlamaya çalışıyoruz. Bu gerçekleştiğinde ise elbette mutluluğun resmini çizmiş oluyoruz.

otantik kolye


pirinç tabakadan kolyeye


Bu kolye için metal kesen bir makasa ve yuvarlak uçlu kargaburuna ihtiyacınız var. İçine istediğiniz resmi koyarak bu kolyeyi yapabilirsiniz.

organik tohum kolye

13 yıl önce bir gezi sırasında ilgimi çeken, adını bilmediğim bu kır çalısına ait tohumlarla böyle bir kolye ortaya çıkmıştı. Uzun zamandır kullanmama rağmen hiç bir şekilde bozulma olmadığı için şimdi bile keyifle kullanabiliyorum..

yazma oyasından kolyeye











Yazma oyaları hep yazmada kullanılacak değil ya. Bu şekilde kolye olarak da kullanmak keyifli olabiliyor..